DEPREM 6 ŞUBAT 2023
DAYANİLMİYOR
En çok umut ne mi oluyor? Barınma ve ulaşım hizmetleri için ücretsiz taşıma bazı firmaların, sivil toplum örgütleri çağrısı. yağmur ve soğuk.dayanilmiyor. sadece bizim rahatınız rahat vermiyor.
İnönü mahallesi 749 ak Çakır sitesinde 6 Şubat'ta hiç bir ekip yoktu.7 Şubat'ta hiç ekip, araç ve yardım gelmedi. Çadır, beslenme desteği olmadı. Mahalle ve sitenin gençleri Kendi olanakları ile kurtarma gerçekleştirdi. Bugün iki kişiyi kurtarmislar. Saat 17 de sadece bir paletli kepçe indirildi. Enkaz altında 15 kişiden fazla olduğu belirtiliyor. Gençler Twitter'da durumu sürekli yayınlıyorlar. Twitter'da Çakır sitesi diye girildiğinde her şey açık şekilde belirtiyorlar.
ZAMAN HER ŞEYİ AYDINLATACAK
ÇOK KARMAŞIK BİR DURUM
Her şeye rağmen hayat devam edecek.
Şu anda yaşananlar, duyulanlar, söylenenler, soylenemeyenler, yapılanlar, yapılamayanlar , bastırılan duygular yıllarca konuşulacak, yazılacak.
KONUŞTUM, DİNLEDİ.
SORDUM DA, SORDU DA
10 Şubat gecesi saat 1:00 da tlf sesi. Açtım tlfnu "Ben Belinda, bana bazı bilgiler iletildi. Konuşmak ister misiniz "dedi. Şu anda adını animsayamadigim uluslararası psikolojik danışmanlık kuruluşu gibi bir şeydi tam animsayamadim. Kabul ettim. Konuşun sizi dinlemek istiyorum dedi. Bir saat önce de böyle bir desteği kabul edeceği mi oğluma söylediğimi anımsadım. Kısaca mı, ayrıntılı mı diye tanım getiremeyecegim bir şekilde konuştum. Dinledi. Arada karşılıklı sorular soruyoruz. Sebepleri sonuçları kararlaştırdık. Dinledi, sordu. Şu an nasıl hissediyorsunuz dedi. O an ki ruh halimi ilettim. Danışacağım konuyu, ileti ile bildirebilceğimi söyledi. İyi geceler diledi.
KONUŞMAK, DİNLEMEK, SORMAK SORGULAMAK.
BIRAKIN DA KONUŞALIM. OLAĞANÜSTÜ HÂL VAR. BİZLERİN DE OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN HAKKIMIZ.
Osman YILMAZ (deprem bölgesinden) 10 Şubat 2023
OLAĞANÜSTÜ HAL VAR
*Halkın dayanışması devam ediyor, durmuyor.
* Düşünceler engellenemiyor. Onun için algı oluşturma yöntemi
*Ses verip, sesini duyuramayanlar Vedalasmadan, gittiler.
*Afeti yaşayıp geride kalanların boğazı hep dugumlenecek, düşünce sarmalı girdabına mı girecek.
* Kalanlar gördüklerini, yaşadıklarını ifade edemeden, hayatta kal da nasıl kalırsan algısı ile mi yaşayacaklar.
*Acı geneli kapsadığında dayanışma ve değerler kendini koruyor.
Adaletsizlik, güvensizlik, gelecek korkusu, dengesizlikler, bastırılmış duygular yayıldığı zaman, işte o zaman olacakları kontrol edemezsiniz.
Ardcilar devam ediyor. Şu anda saat 7:47 derin homurtu sonrası yine sallaniyoruz . Soğuk, ayaz. Yine dışarı hazırlığı. Şiddeti ve yeri düşüncesi.
Osman YILMAZ (afet bölgesinden) 12 Şubat 2023
OLAĞANÜSTÜ HAL VAR
Çevre Bakanlığı görevlileri acil yıkılması gereken binaların tespiti için sahada geziyor. Vatandaş soruyor. Acil gereksinimlerimi alabilmem için yıkım anında eşyalarımı aldirabilir misiniz? Biz sadece tespit yaparız. Yıkım ekibi gelince hiç bir şey alamazsınız. Kendiniz alabiliyosaniz alın.
Taşıma firmaların arıyor vatandaş. Yarım saati üç bin, dört bin TL. Taşıma ücreti mesafeye göre değişir deniliyor.
Sorular sorunlar ve çıkış yönleri belirsizlikler.
Enkaz kaldırma için en alttan en üste rant kavgası belirtisi. Enkazı biz kaldıracağız kavgası Ne mütevazi bir durum. Ne değerli, ne kıymetli bir vatandaş, yıkıntıları dahi paha biçilemez değerde.
TAHLİYE YÖNTEMİ
Beş katlı bir binanın son katında eşim ile birlikte mahsur kalmış, 6 saat boyunca çaba sarf ediyoruz..dam su almaya başladı. Aşağıdaki can pazarını görmemize rağmen, onlardan destek istiyoruz. Fırsat buldukça konum atıyorum yakınlarıma, tanıdıklarıma.
Sabah saatlerinde aşağıdan balta istiyorum. İp atarak baltayı çekiyorum. Sıkışan kapıları kırarak merdivenlere bakıyorum sağlam.ilk iki kat yere yapışmış. Hızlıca zemine yapışan ikinci katın balkonundan iniyoruz
Osman YILMAZ (afet bölgesinden)
NE DÜŞÜNÜYORSUN ?
TLF nu açıyorum. Neler olmuş diye açtığım sayfada Ne düşünüyorsun? Sorusu ile karşılaşıyorum. Ne mi düşüyorum?
* Deprem anında uzun süre sallantıyı, altı saatlik kurtuluş çabalarını, itfaiye, yardım, ambulans, diye çığlıkları, örtünmek için aba, battaniye telaşını, o dakikadan sonra bundan sonra ne olacağımı düşündüğümü düşünüyorum. Sonra sağ Salim kurtulduk ya diye düşündüğümü düşünüyorum.
*Ne mi düşünüyorum?
* İhtiyacı olmayan Zarar görmeyen insanların da gelecekte neler olacak diye mi, gelecek korkusundan mı yardım tırları arkasındaki kosusturmalarini, alabildiği kadar parçaları alıp tekrar gelislerini düşünüyorum.
*Ne mi düşünüyorum.?
*Yakınına, arkadaşının evine sığınan insanları, hiç tanımadığı çaresiz kalan insanları evinde, ahırın da, başkasının inşaatında bekçilik yaptığı inşaat kulübesinde ağırlamaya çalışanları düşünüyorum .
*Refleks ile kurtardığı eşyalarına bakıp, bunları ne yapacağım diye kendi kendine konuşanları düşünüyorum.
*Ne mi düşünüyorum?
*Yıkılan evimin de içinde bulunduğu yerde çadır, konteyner arayışlarını, bir alanda kiralık konteyner levhasını görüyor, duyuyor, içime saplanislarin acısını düşünüyorum.. uzayan asansör kiralamanın yarım saatine üç bin olduğunu düşünüyorum. NE Mİ DÜŞÜNÜYORUM?
* İçimize işlenen, ilkokuldan beri resimlerini çizdiğimiz sıra sıra dizilen Kızılay çadırlarını arıyorum. O kırmızı ayı düşünüyorum.
*Ekranlar da her şey yolunda anında gereken herşey yapıldı yapılmaya devam ediyor açıklamaları, gözleri olabildiğince açılan hırs ve kin ile kamera karşında konuşanları, koruma kongoyunu düşünüyorum.
*Eleştirileri, övgüleri, adaleti, güveni, geleceği düşünüyorum. Acıların etkisi azalınca neler olacağını düşünüyorum. Olağanüstü düşünüyorum.
SORSAN DA DÜŞÜNÜYORUM, SORMASAN DA.
Osman YILMAZ (afet bölgesinden)
( 14 Şubat 2023 sermayenin para akışının olması için reklam günü.) Seviyor musunuz?
NE DERSENİZ DEYİN
İlçede vatandaşların sorunları için bağlantı kurulması için Teknik üniversitesi bahçesi içinde binada çeşitli masalar kurulmuş.
Gıda yardımı için kayıt yapılan yerde duyulan eleştirileri dinliyoruz.
Bir başka masa kuyruğu.Evi ağır hasar görenlerin evi içindeki kayıpların listesini yazıyoruz maddi kaybım şu kadar diye belge imzalayarak veriyoruz. Bu imzalı kağıtlar sadece bizim gazımızı almak için yapılır ise bize bu daha çok koyacak diye yakınmaları duyuyoruz.
İskenderun çadır kurma alanını koruyan Civan gibi askerlerle, varil içinde yakılan ateşin etrafında ısınmaya çalışıyoruz. Aramızda gönüllü yardımcı gençler de var. Deprem anı,
sonrası, yardım dağıtımı, süreçlerinde yaşadıklarımızı paylaşıyoruz.
Askerimizin söylediği şu cümle dikkatimi çekti. "Abi biz ilk gün sabahın erken saatlerinde hazır durumda idik . İlk gün biz sahaya girse idik iyi olurdu, neden çıkarmadılar anlamadım."
Bir koşuşturma devam ediyor. Hasarlı evinden eşyaları kurtarmaya çalışanlar, riskli binalara girmeye çalışıp eşyalarını almaya çalışanlar, yakınlarının cesetlerini bulamayanlar, çadırına, yerleşenler, yerleşmeye çalışanlar.
Başka bir durum, cöküntülerimizin daha kıymetli olduğunu görüyoruz.
Çöküntülerimize organize çöküş hazırlıklarını duyuyoruz.
Hayat devam ediyor. Büyük sınav bundan sonra.
Osman YILMAZ (afet bölgesinden)18. Şubat.2023
HERKES KONUŞUYOR BİZ DE DÜŞÜNÜYORUZ
Bir kesimin geliştirdiği düşünceler etrafa sızmaya başladı. Sızıntılar inceden inceden çöküntülere neden oluyor.
Konuşulanları, akıl verenleri, kurtulanlari, zarar görmeyenleri, zarar görenleri dinliyorum. Rahatı yerinde olanlari olmayanlari Bazen gülümseyerek, bazen duygularımı frenleyerek dinliyorum. Karmakarışık bir durum değil net ve açık.
*Afetin nedenleri belden aşağı ilişkilerle bağlantılı imiş. Enkaz altından çıkarılan cesetlerde alt kattakinin eşi üst kattakinin yatak odasında bulunmuş bu görülerek belgelenmiş. Cezalandıran cezalandırıyormus.
*Büyük küçük bilinmezliginden de böyle olur imiş.
*Para ve mal hırsı olunca da böyle olur imiş.
*Malı ve canlarını kaybedenler baş göz sadakasi vermiş sayılır imiş.
*Binaların yıkılış sebebi müteahhitler imiş.
*Bazı inşaat mühendisleri yıkıma neden olmuş.
*Denetleme yapan merciler sebep olmuş.
*Kat, daire başına verilen veya alınan rüşvetler imiş yıkımların sebebi.
*Bilimsel veriler dikkate alınmaması imiş yıkımların sebebi.
*Yıkıntılardan, yardımlardan ne mallar vurulacak imiş.
Osman YILMAZ (afet bölgesinden) 20 Şubat 2023
ANNE ÇOCUK TARTIŞMASI (Beni arka tarafa götür. Oğlum çok ayıp)
Önü darbeli, bagajları, tavanları darbeli araçların sol tarafından, kara yolunda 06 plakalı kara kara taksiler geçti dizi dizi. Öylece izliyoruz. Sesli düşünmüyor kimse öyle bakıyoruz. Bir saat sonra helikopterler seslerini duyup gökyüzüne bakıyoruz. iki helikopterin uçuşunu izledik. Bir iki kişi sesli düşündü. Ağır yaralı çok demek ki helikopterler gidiyor yorumunu yaptı. Akşam haberlerini izlerken kara kara taksitleri, helikopterleri animsayiverdik. Güzel bir şekilde dizayn edilmiş konteyner içindeki konuşmaları sessiz düşünerek izliyoruz. Az ilerideki tuvaletler tarafından bir çocuk sesi duyuluyor. Anneee ben tuvalete yapmam beni şu arka tarafa götür. Oğlum çok ayıp yapma diyor anne.
Beni arka tarafa götür. Oğlum çok ayıp. Anlamlı sözler.
Osman YILMAZ (afet bölgesinden)
AH MUHTEREM
En çok senden bekledik ilk aramanı, sormanı, duygularını ifade etmeni ilk senden bekledik. Çok alınmış idik. Biraz da kırılmış idik doğruyu söylemek gerekirse.
Sonradan duyduğunu öğrendik. Günahını aldık, hakkın geçti sayılır helal et . Sabah namazını eda etmek için uyandığında öğrenmişsin. Oradakilere kızmışsın bilgi vermediniz diye. İlk benim arayıp sormam gerekir idi, yanlış, yaptınız, ben o insanlara ne derim demişsin. Senden habersiz hareket et misler bazıları diye duyduk. Hiç hayıflanma! Senin niyetini ne kadar düşünceli olduğunu biliyoruz. Ne farkeder ha ilk gün, ha iki gün sonra önemli olan gönülden düşünüyoruz ya o yeter.
Ah muhterem, çok yıllar önce tanıştık sizin ile. Dost muyuz, düşman mıyız. işte yıllarca birbirinizi düşünüyoruz.
Habersiz gelen afet sonrasında, gireceğim bir oda, üç kazağım üç gömleğim, iki eşofman altım,iki ayakkabım oldu eş dost, akraba sayesinde. Kaygılanma, iyiyiz. Üzüldüğünü biliyorum. Bende senin gibi üç gün sonra arama fırsatı buldum arkadaşları dostları. Aradığınız kişiye ulaşılamıyor sinyalini duyunca nefesimi tutar idim. Telefonu çalınca yaşam vardır boş ver diye kapatırdım.
Muhterem, buradakilerin kaybedecek bir şeyi kalmadığını görüyoruz. Yine de yaşayacağız diyorlar. Aman ha sen mal varlığına dikkat et. Hepsi bir anda gidebilir. Senin kaybın gerçekten çok olur. Malvarlığını alınteri dökmeden elde etmişsin ama, yine de sana çok ağır gelir.
Ah Muhterem! Muhterem birisinin MUHTEREM (öyle diyorlar.)
En son İstanbul'da olduğunu duymuş idim. Kendine iyi bak.
Osman YILMAZ (afet bölgesinden) Şubat 2023
İŞTE BÖYLE MUHTEREM
Afetin ikinci gününde telefonun öbür ucunda daha önce yüzünü, sesini duymadığım bir psikolog destek olmaya çalışmış idi. Onun söylediklerini hatırlayarak düşüncelerimi açıyorum.
Muhterem, hani o gün sabah namazını eda etmek için kalktığında haberdar olduğun afetten bahsedeceğim ,Elin kolun uzun olduğu alenen bilnir, geniş bir aile olduğunuzu sık sık söylerdniz., Elde olmayan nedenlerden dolayı ailecek ulaşmakta, organize olmada zorlandığıniz, doğal afet bölgesinden bazilarimiz ayrıldık.
Muhterem, 1 Mart günü seni çok seven , düşünen benimde site komşum olan aradı hal hatır için. Çadır bulamamış, sağolsun bir madenci arkadaşı çadırını vermiş, elektrik sobaları da varmış. Bayağı da isiniyormus. Şansları dan havalarda iyi imiş. Anahtarcıda laf lafı açtı. Depremzede misiniz dediler. Nasıl anladılar bilmiyorum. Evet deyince anahtar çekim fiyatının yarısını aldılar. O gün kendi araçları ile hemen gitmişler bölgeye. Araçlarına sadece çabucak çadır kurabilecek becerileri olanları ve pratik kurulacak çadır malzemeleri almışlar. (Birkaç halka çelik tel, direk olarak demir çubuklar, hafif tenteler) iki gün kalmışlar dönmüşler. Boşa kalabalık etmek istememişler. Kalsak onlara gelen suyu içip, yemekleri yemek zorunda kalacağız diye dönüp gelmişler
Gidenler ne iş yapıyor diye sordum. Tenteci, demir doğramacı, dağcı, marangoz, emekli subay, bir de hakim dediler.
İşte böyle Muhterem.
Osman YILMAZ (2 Mart 2023)
MUHTEREM
Muhterem, herkes kendi hesabına göre oynuyor. Afet bölgesinde yılların birikimleri anılar gitti Fakat yaşanmışlıklar unutulmaz tekrar tekrar gündeme gelecek Olağanüstü hal yaşadık,yaşanmaya da devam ediyor.
Altı saat enkazda kalıp mahallelinin yardımı ile kendi çabalarımız ile kurtulmanın sevinci ile gülerek hep beraber oynayacağız diye seslenmişim Etrafima bakıp yıkıntıları görünce yığılıp kaldığımı hatırlıyorum .o günün sonuna doğru deprem bölgesi dışındaki halkın toplanıp organize ettikleri yardım araçları geldi. İskenderun a giysi ve su şişeleri yağdı. Gelen yardimlar duzensizce heder oldu. Sokak aralarında kaldı. Herkes nasibini aradı. Çekinerek, utanarak, sıkılarak. Herkes kendi derdinde idi Muhterem. Bir hafta sonra bedava çay içiyoruz. Su içiyoruz. İkinci üçüncü hafta, Resmi işlemler için üniversite içersinde masalar kurulmuş oraya başvuru yapılacak dediler. Kızılay aracından çay aldık yanında üzerinde kandil simidi yazan kutulardan verdiler birer tane. Beşinci gündü. Şişe su istedik. Su yetmiyor ancak çaya kullanabiliyoruz, lütfen dediler. Hatay'ın nüfusu 1700 000 (bir milyon yedi yüzbin) bugün 1200 000 adet şişe su gelse, bir kişi günlük bir litreden az su tüketmek zorunda muhterem. Yardım paketlerinin üzerine afat etiketleri yapıştırılmış, etiket altında farklı bir kurum ve ülke adı etiketlerini okuduk sağ olsunlar.
Organize yok muhterem organize.
6 Şubat Afet tarihi, bugün 6 Mart.Antakya'da Çadırkent'te kalan emekli öğretmen arkadaşım paylaşımında ne olur içme suyu tedarik edilsin,hastalanacağız diyor. Çoğu kişi çadır veya barınma yeri peşinde.
Bölgede kişiler emir bekliyor, kurumlar şaşkın, bitkin yıkımlar başlamış, ortalık toz duman, İskenderun da yarıkkaya rüzgarı çıkmış Çadırların bir kısmı da göçmüş Muhterem.
YAŞADIM, GÖRDÜM, DUYDUM MUHTEREM
Tam otuz üç gün, üç saat geçti Muhterem. Hep saat 04:17 de uyanıyorum. Gözlerim kapalı ama düşüncelerim ayakta Muhterem. Hani sen sabah namazını eda etmek için uyandığında duyduğun, afet anını ve sonrasını yaşadım, gördüm, duydum. Yaşanmışlık bunlar unutulmaz, silinmez. Depremin o üç günü halkın olağanüstü çabasını unutmamız mümkün değil. Halk sosyallığını duyarlılığını, dayanışma gücünü gösterdi Muhterem.
Aleviler, Kürtler, Türkler, Araplar, Dindarlar, Dinsizler bir arada mücadele verdiler.
Bölge dışından kıyafet ve su yağdırdı insanlar sağ olsunlar. Mahalleliler günlerce birbirini arayıp sordular. Araba içinde, kendi imkanlarıyla kurdukları derme çatma çadırlarında, ahırlarında, tek katlı tanıdığı tanımadığı insanların evlerinde hep birlikte barınmaya çalıştılar, ekmeklerini, sularını paylaştılar. Krizi fırsata çevirmek isteyenler de vardı. Yağmacı, çökmeyi alışkanlık edinenler. Bu arada yıkıntılarınmızın ne kadar kıymetli olduğunu da öğrendik, şimdi onlara çökmeye çalışılıyor imiş Muhterem.
Afet bölgesinin dışına çıkma fırsatım oluştu. Afet bölgesi dışında olsakta oralar ile bağı koparmıyoruz.
Bölge dışındaki halkın dayanışma duygusu hâlâ diri muhterem. O gün topladığı yardımları bölgeye ulaştırmak için harcanan çabaların öykülerini dinliyoruz buralarda. Bazen gururlu, bazen mahçup bir duygu karmaşıklığı ile dinliyoruz.
Muhterem, kimse kadın mıdır kız mıdır, dinli mi dinsiz mi, hangi mezhep, hangi millet diye düşünmüyor.
Riyakarlik, yalancılık, dolandırıcılık, duzenbazlik belli bir süre etkili, ondan sonra her şey ortaya çıkıyor, çıkacak Muhterem.
Osman YILMAZ 9 Mart 2023
KIZILAY ZARFI
Kızılay ile ilgili olayları duyunca ilkokul döneminde ağzını hamurla yapıştırdıgim sarı zarfı anımsadım.
İlkokul çağlarındayım. Düziçi'nde O zaman Hacılar İlkokulu vardı Ulu Caminin güney yamacında. Düziçi Köy Enstitüsü çıkışlı Öğretmenimiz Mehmet Mülayim, köşesinde Kızılay amblemi olan sarı bir zarf dağıtırdı. Sonra Kızılay'ı anlatırdı. Dinlerdik dikkatlice. Zarfı kaybetmeyin, bunlar sayı ile geldi sayı ile teslim edilecek derdi.
İlkokul üçüncü sınıfta iken zarfın ağzını hamur ile yapıştırmış öyle vermiştim öğretmene. Osman bu ne? Ne koydun buna? Deyince; öğretmenim açılıp dökülmesin, kimse almasın diye yapıştırdım demiştim.
Bakın çocuklar bunları açıp içindeki paraları sayıp yazı ile Kızılay Kurumuna göndereceğiz. Bu paralar kaybolmaz. Kızılay'a ulaştıktan sonra korkmayın deyip açıklama yapmıştı. Bir öğretmen daha geldi sınıfa. Sol kolunun pazı kısmında beyaz bez üzerine kırmızı iplik ile işlenmiş hilal aylı kolluğu olan Sınıfımız Kızılay kolu Başkanı, İki öğretmen,üç kişi masasının üzerinde bizim karşımızda zarfların içindeki paraları sayıp müdüre götürmüşler idi.
Kızılay zarfı önemli idi, kitabımızın orta sayfasına koyar, ancak sınıfa girince çantamızın ağzını açardık kaybolmasın diye.
Öğretmenler Kızılay hakkında soru sorabilen öğrenciler karşısında çok zorlanacak.
Osman YILMAZ 02. Şubat. 2020
İlkokulda bir yaşanmışlıgimi yazmıştım. Tekrar paylaşmak istedim. Şimdi de çadır ve gıda giysi satıp para kazandıran kurum olarak mı hatırlanacak. Öğretmenler, işiniz iyicene zorlaştı.
Osman YILMAZ (afet bölgesinden)1Mart 2023
Yorumlar
Yorum Gönder